top of page
-
Hocam teşhisim nedir?Teşhis, hem çok önemlidir hem çok da önemli değildir. Doktor için çok önemlidir çünkü ancak bu sayede az çok neyle karşı karşıya olduğunu bilir, bunun nasıl seyredeceğini kestirir ve neler yapılması gerektiğine karar verir. Hasta için çok önemlidir çünkü belki bu yüzden hayatta ne gibi bir zorluğu olacağını öğrenir, geçip geçmeyeceğini merak eder ve tedavisinin neye mal olacağına dair tahminler yürütür. Doktor için ancak bu sayede, hasta için belki bu yüzden geçerli bir önem bu. Diğer taraftan doktor için çok da önemli değildir çünkü hastayla karşı karşıyayken hastalık yoktur hastanın kendisi vardır. Son tahlilde teşhis, hastayı tanımanın aşamalarından sadece biridir. Hasta için çok da önemli değildir çünkü doktorun odasından çıkınca artık hastalık yoktur sıkıntının kendisi vardır. Nihayet teşhis, sıkıntıyı geçirmenin aşamalarından sadece biridir. Acele etmeyin, teşhisiniz neyse bir ara konuşulur.
-
Hep ilaç kullanmam gerekecek mi?Sanılanın aksine, psikiyatride sürekli ilaç kullanımını gerektiren durumlar oldukça kısıtlıdır ve ilgilisi bunu merak etmeyecek kadar gerekçeleriyle bu konuda bilgilendirilmiş olmalıdır. Bu soruyla aslında çoğu zaman merak edilen konu, sürekli ilaç kullanımı gerektiren durumlardan 7 ile 10 kat daha sık görülen panik ataklarının tamamen geçip geçmeyeceği konusudur. Panik Bozukluğu tedaviyle tamamen geçer. Uzun süredir panik ataklarından muzdarip kişilerin komşuların, akrabaların, arkadaşlarının tanıklığından ve kendi başına gelenden yola çıkarak vaadedilen tedavi hedefine dair böyle bir tereddüte kapılmaları gayet olağan. Öncelikle her panik atağı, panik bozukluğu değildir. Panik atakları, niteliğinden bağımsız olarak öfke veya korku uyandıran her stresörle, yani hemen hemen tüm stresörle tetikleniyor olabilir. Bir süredir OKB'den muzdarip bir kişinin obsesif şikayetlerindeki artışa öfkelenmesiyle de başlayabilir, bir süredir Yaygın Anksiyete Bozukluğu'ndan muzdarip bir kişiye hayatın olağan akışının bile korku vermesiyle de tekrarlayabilir. Panik Bozukluğu diyebilmemiz için, kişinin öyküsünde, panik atağına sebep olacak bir stresör yokluğunda gelişen birden fazla panik atağının ve panik ataklarının başlangıcından sonra başlayan atakların tekrarlayacağı beklentisinin mevcut olması gerekiyor. Panik Bozukluğu tedaviyle tamamen geçer. Yaygın Anksiyete Bozukluğu? Tedaviyle tamamen geçer. OKB tedaviyle tamamen geçebilir de, geçip tekrarlayabilir de, geçmek bilmeyebilir de. Bazı panik atakları da tedaviye rağmen eşlik eden durumla ilişkisine göre geçer veya geçmez. Örneğin farklı farklı doktorlara görünmüş olmasına rağmen kişinin panik ataklarının üzerinde fazla durulduğundan konulan tanıya eşlik eden OKB gözden kaçmış, yeterli süre ilaç kullanımı olsa da yeterli doza çıkılmadığından OKB'ye bağlı şikayetler artmış ve panik atakları tekrarlayıp durmuş olabilir. Diğer taraftan her telaş panik atağı, her telaşlı kişi de paniklemiş değildir. Bunları birbirine karıştıran hasta kadar olmasa da doktorun bile karıştırdığı olur. Bu durumda ayırıcı tanının baştan değerlendirilmesi, yani bir hekim tarafından tedavinin gözden geçirilmesi lazımdır. Hastaları ve yakınlarını sürekli ilaç kullanacağı yanılgısına düşüren çoğu zaman hastaların kendi tutumları olsa da bu tutumların sebebi gene yeterli bilgilendirmenin yapılmaması, yani psiko-eğitimin verilmemesidir. Örneğin iki ay kullanıp şikayetler tam olarak geriler gerilemez ilaçları bırakıyordur, şikayetleri tekrarlayınca tekrar ilaca başladığından; bir anda kesilmemesi gereken dozda bir anda ilacı kesiyor, ilacın geri çekilme etkilerini panik atağıyla karıştırıyor, panik atakları tekrarlar korkusuyla doktor eşliğinde bile olsa bir daha ilacı kesmeyi denemediğinden; yan etki yapmayan bir ilacın bulunması biraz fazla zaman aldığından çok ilaç değiştirmiş birisi ilacın kesilmesi için yanına bir süreliğine eklenmesi gereken ilaca başlamayı göze alamadığından halen ilacını kullanmaya devam ediyor olabilir. Yeterince zaman ayrıldığı sürece sadece bu gibi konuların konuşulmuş olması bile çok nadir de görülse sempatik sistemleri aşırı tetiklenmeye fizyolojik olarak yatkınlığı olanlar hariç çoğu hastada panik ataklarını kalıcı olarak geriletir.
-
Kullandığım veya kullanacağım ilaçlar bağımlılık yapar mı?Bağımlılık kavramı artık tıbben kullanılmıyor fakat hastalarımızın aklını hala meşgul ediyor. Tıbben kullanıldığı anlamda bağımlılığın olmazsa olmaz iki şartı vardır; 1) Tolerans, yani kullanılan maddenin aynı etkiyi göstermesi için giderek daha fazla alınması ihtiyacı ve 2) Yoksunluk, yani madde kullanılmadığı zaman kısa süre içinde başlayan, rahatsızlık veren ve bir süre sonra geçen fizyolojik semptomlar ve bulgular. Psikiyatride kullanılan tüm ilaçlar arasında yalnızca benzodiazepin denilen gruptaki ilaçlar bir zamanlar tıbben kullanıldığı anlamda bağımlılık riski taşırlar. Antidepresanlar, antipsikotikler ve duygudurum düzenleyiciler böyle bir risk taşımazlar. Hastaların bu noktada kafası karışıyor. Yüksek tansiyonu olan biri bir süre ilaç kullandıktan sonra tansiyon değerleri normal aralıkta seyretmeye başladığı bir dönem artık ilaç almazsa ne olur? Tansiyonu yükselir. Hastalar buna da bağımlılık diyor. Psikiyatride çoğu zaman bir süre ilaç kullandıktan sonra şikayetler gerilemişse artık ilaç kullanmamaya başlarsanız şikayetleriniz ya hemen tekrar başlamaz, ya hiç tekrarlamaz. Multipl Skleroz hastalarının da dönem dönem bilinen veya saptanan hiçbir sebep olmadan da başlayan atakları oluyor, hayatları boyunca dönem dönem ilaç kullanmaları gerekiyor. Buna da bağımlılık diyorlar. Kaldı ki bağımlılık bile olsa diğer bölümlerdeki sıkıntılı durumlar kadar çözümsüz bir durum değildir psikiyatride. Pekala, hep ilaç kullanmanız gerekecek mi?
-
İlk birkaç gün iyiydim fakat sonra şikayetlerim tekrar başladı, ne yapmalıyım?İlk birkaç günkü iyilik halinizin durumunuza ve başlanan tedaviye bağlı değişen birkaç sebebi olabilir. Eğer durumunuz tıbben doğal olan ve sizin de başka zaman olağan bir durum olarak değerlendirdiğiniz bir yaşantıyı, şu veya bu sebeplerle, son günlerde olağandışı ve tehlikeli bir duruma işaret eden bir yaşantı olarak değerlendirmenizle ilişkili bir rahatsızlıksa, muayenede durumunuzun açıklığa kavuşturulması ve anlaşıldığınızı hissetmeniz bile birkaç günlük bir iyilik hali sağlayabilir. Durumunuzda bir süredir süren, sebepsiz yere başlamış bir mutsuzluk veya isteksizlik hali ön plandaysa, sadece tedavi için başvurmuş olmanız bile bu durumun gerileyeceğine dair bir umut yeşerttiğinden şikayetleriniz kısmen ve kısa süreliğine azalmış olabilir. Benzodiazepin ve gabapentin içeren ilaçların çoğu uzun süredir süren bir kaygı halini derhal durduklarından sevilirler fakat aynı etkiyi yapmak için gerektirdikleri doz giderek arttığından da artık ilaca ihtiyaç duymayacak kadar düzeldiğinizi düşünüp ilaçlarınızı aksattığınızdan da tekrar kötülemiş olabilirsiniz. İlaçlarınızı düzenli kullansanız da, ilaca karşı hızla tolerans geliştirmeye fizyolojik bir yatkınlığınız olduğundan bir süre sonra rahatsızlığınızın doğal seyrinin bir aşaması olarak şikayetleriniz tekrar artmış olabilir. Yani ilaçlar yüzünden değil, ilaçlar yetersiz kaldığındandır bu durum çoğu zaman. Bazen ilaçların biraz fazla yettiği de olur. Özellikle noradrenalin üzerinden etkinlik gösteren bazı ilaçlar bazen ilk dozda bile enerji artışına sebep olmuş olsa da diğer şikayetleri sürdüğünden artan enerji kişiyi ajite etmeye başlamış da olabilir. Bazı kişilerin durumundaki kötüleşme ise geç başlayan yan etkilere bağlıdır falan. Siz değil ama yani bu kişi mızmızın teki de olabilir, gerçekten ızdırap çekiyor da. Ne bileyim ben. Ben sizi biliyorumdur ve bu durumlarda aksi söylenmedikçe, özellikle hakkında ikaz edildiğiniz bir durum gelişmedikçe kontrol zamanına kadar ilaçlarınızı size önerildiği şekilde kullanmaya devam ediniz.
-
Bana reçete ettiğiniz ilaç için eczacı şöyle veya böyle yapar çok kullanma dedi, ne yapmalıyım?Tabip ve uzman tabipler dışındaki kişilerin tanı ve tedavi faaliyeti yürütmeleri yasadışıdır. Eczacınız tedavinize doğrudan müdahale ederek yasadışı bir şekilde tanıya katılmadığını veya tanıyı uygun bulsa da doğru ilacın tercih edilmediğini belirterek sırf size yalakalık olsun diye ve yanına kar kalacağını düşünerek suç işliyor. Benim bilgim olursa kişi hakkında yasal işlemin başlatılması için yetkili kuruma müracaat ederim. Bazı durumlarda mevzuat dahilinde ilacı kullanımından farklı reçete ettiğimiz olur, ör. fukaralık, yolculuk, sakatlık gibi hallerde daha sonradan tarafımıza başvuruda ve dolayısıyla ilacın temininde güçlük yaşanacağını tahmin ettiğimiz ilacı önereceğimiz dozun üstünde reçete ederek daha çok kutu verilmesini sağlamak için. Size de hangi ilaç nasıl kullanmanız önerildiyse öyle kullanmanızı öneririm.
-
Covid için verilen ilaçları sizin verdiklerinizle beraber kullanabilir miyim?Benim verdiğim ilaçların her birinin etken maddesinin aşağıdaki listede yer alıp almadığını kontrol edin. Eğer ilacınızın etken maddesi aşağıdaki listede mevcutsa covid ilaçları bitene kadar o ilaca ara verin; mevcut değilse ilaçlarınıza devam edin. Covid İlaçlarıyla Kullanılması Uygun Olmayan İlaçların Etken Maddeleri Listesi: Valproik Asit, Karbamezepin, Klorpromazin, Ziprasidon, Moklobemid, Klomipramin, Amitriptilin.
-
İlaçlar yan etki yaptı, ne yapmalıyım?Görüldüğü takdirde ilacı bırakmanız yönünde özellikle uyarıldığınız bir yan etki değilse ve tahminen ne kadar süreceği belirtmişse, o süre dolana kadar bir ilacı kullanmaya devam etmeli ve süre dolması rağmen yan etkiyle ilişkili olduğunu tahmin ettiğiniz şikayetiniz devam ediyorsa whatsapp'tan mesaj yazarak beni durumdan haberdar etmelisiniz. Ne yapmamalısınız pekala? Üst üste arama yapmamalısınız, muayenehaneye randevusuz gelmemelisiniz, ilacı bıraktıysanız bile çöpe atmamalısınız. Günün çoğunda çok kısa molalarla veya hiç mola vermeden hasta gördüğüm için görüşmenin ortasında veya nadir kısa bir molamda aramalarınıza cevap vermem mümkün olmamaktadır. Acil bir durum olduğunu düşünüyorsanız, diğer bütün acil durumlarda olduğu gibi gerekli tetkik, müdahale ve sevk imkanlarına sahip bir acil servise başvurmanız gerekmektedir. Sizle uğraşmaya üşeniyor değilim, acil bir durumda hastayı gerekli imkanlara sahip olmayan biri veya bir yerle oyalamak kasten olmasa da taksirle işlenen bir suç teşkil etmektedir. Dahası yan etki ile ilişkili olduğunu tahmin ettiğiniz şikayet bir yan etkiyle ilişkili olmayabilir, rahatsızlığınızda veya hastalığınızda zaten görülmesi beklenen şikayetler henüz belirmiş veya halen sürüyor veya yan etkiyle ilişkili bile olsa şikayetiniz hayatınızı belirgin bir şekilde kısıtlamıyor olabilir. Endişelenmeyin, devam edin ve haber verin. En kötüsü bıraktığınız ilaçları kontrolde getirin de bari talimatlara uyacak birinin tedavisinde istifade edelim.
-
Gebeler de ilaç kullanabilir mi?Bu konuya biraz açıklık getirmek gerekiyor. Bizim ilaçlarımızdan paroksetin, lityum ve duygudurum düzenleyici olarak da kullandığımız bazı epilepsi ilaçları haricindekiler için gebelikte kullanılmamaları gerektiğine dair elimizde bir kanıt yok. Yani bu saydıklarım dışındakilerin gebelikte bir zararı var mı yok mu bilmiyoruz. Bir deneyelim görelim denecek bir konu olmadığı için bu konuda sistematik bir çalışma yapmak da mümkün değil. Ancak uzman kanaati olarak bildirilen geçmiş uygulamalar sistematik olarak gözden geçirildiğinde gebelikte kullanımında bir sıkıntı görülmemiş birkaç seçeneğimiz var. Tüm dünya gebelikte psikiyatrik ilaç kullanımına dair bilgilerinin çoğunu bu konuya odaklanan Türk hekimlerine, özellikle de Prof. Dr. Nazan Aydın hocamızın ve benim de mezunu olduğum Prof. Dr. Mazhar Osman Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastahanesi'ne bağlı Bakırköy Kadın Ruh Sağlığı Merkezi'nin çalışmalarına borçludur.
-
Online terapi yapıyor musunuz?Yapmıyorum çünkü terapi yapmıyorum. Tercihim olmasa da, yakın zamanda ilgili mevzuatta yapılan değişiklikler sayesinde artık yasal bir engel bulunmadığından, SGK ile veya özel sigortalarla anlaşmam olmadığı için hastalar ilaçlarının bedelini zaten kendileri karşıladığından çoğu zaman yazılı bir reçete gerekmediğinden, talebin yoğunluğu sebebiyle online veya uzaktan canlı psikiyatrik görüşme, yani muayene yapıyorum. Böylece terapi ile muayenenin temel farklarından bazılarına da değinmiş olduk, ne farkı var canım diyenler ve açık bir zihinle merak edenler için. Birinin çerçevesini adli, ekonomik ve sosyal koşullar çizer, diğerininin çerçevesini ise teoriler.
-
EMDR yapıyor musunuz?Çoğunun anladığı veya aradığı anlamda EMDR yapmıyorum fakat tıbben icap ettiği takdirde EMDR de uygulayabilirim. EMDR'nin tıbben endikasyonu çok kısıtlı ve nettir; kişinin kendi başına gelen, bir başkasının başına geldiğine tanık olduğu veya yakınlarından birinin başına geldiğinden detaylarıyla beraber haberdar olduğu özellikli bir olayla ilişkili bir sahnenin yeniden yaşantılandığı durumlarda faydası görülmüştür. Çoğunun anladığı ve aradığı anlamdaki EMDR uygulamalarında olayın özelliğine karar vermeyi kişiye bırakıyorlar. Tıbben EMDR uygulamasının uygun olduğu özellikli olayı özel kılan şey öyle mecazi anlamda kalbinizin kırılması falan değil, doğrudan somut olarak beden bütünlüğünün bozulmasıdır. Böyle durumlarda da EMDR uygulamasının hazırlığı haftalarca sürebilse de kendisi çat çat, 1 veya 2 seansta biter. Öyle 15-20 seans sürmez, sürüyorsa ya uygulama endikasyon dışıdır ya uygulamaya yeterince hazırlık yapılmamıştır. Yani ben fukara da tıbben icap ettiği durumlarda muayenenin zaten gerektirdiği gibi, tekrar tekrar yaşam öyküsü alırken ilgili olayla ilişkili yeniden yaşantılanan bir sahneyi çalışmaya hazır olduğumuz aşamada, ek bir ücret talep etmeden muayene süresi içinde EMDR uygularım fakat hayır, talep üzerine EMDR yapmıyorum.
-
Çift terapisi yapıyor musunuz?Çift terapisi uygulamıyorum ancak bireysel başvurunuzda şikayetleriniz, eşinizle beraber konuşulması gereken tıbbi olmayan sorunlarla ilişkiliyse yönlendirebileceğim birkaç kişi tanıyorum.
-
Bir hastanızın yakınıyım, hastam hakkında bilgi almak için ne yapmalıyım?KVKK ve Tıbbi Deontoloji Tüzüğü gereği reşit olan bir hastamızın muhakemesi yerinde olduğu sürece yasalarca suç teşkil eden bir durumla ilgisi olduğu veya kendine veya başkasına zarar verme planları olduğu öğrenilmedikçe; birinci dereceden yakınları da dahil olmak üzere kimseye söz konusu hasta hakkında herhangi bir bilgi verilemez.
-
Bir hastanızın yakınıyım, size durumunu tam anlatmıyor, bu konuda sizi nasıl bilgilendirebilirim?Böyle bir durum varsa sadece ve sadece şuna bakıyoruz; hastanızın klinik durumu kendine veya çevresine zarar vermesine sebebiyet verebilir mi? Eğer hastanızın klinik durumu böyle bir risk içeriyor ve bir tehlike arz ediyor da kendisi bu durumu saklamak için eksik veya yanıltıcı bilgi veriyorsa, hastanızın kapalı bir psikiyatri servisinde yatırılarak tedavi edilmesi gerekmektedir. Bizim psikiyatri servisimiz olmadığından bu konuda bize başvurmanız uygun olmayacaktır ve muayenede bizim tarafımızdan anlaşılmadıysa bile risk ve tehlikeden haberdar olduğunuzdan sorumluluğunuz söz konusudur ve uygun bir merkeze başvurulmaması kimsenin faydasına olmayacaktır. Muayene sonunda kanaatimiz risk ve tehlikenin varlığı yönünde makul bir şüphe taşıyorsa bunun giderilmesi doğrultusunda atılmasını önereceğimiz adımların sosyal, mali ve ahlaki yükünü de hesaba katarak hastanın rızasını aramadan hasta hakkında sizlerle konuşarak bilgi almaya biz zaten mecburuz, sizin bu soruyu sormanıza gerek yok. Çoğu zaman iddia edileceği gibi bizim tarafımızca anlaşılmadıysa, muayene sonunda kanaatimiz risk ve tehlikenin varlığı yönünde makul bir şüphe taşımıyorsa iddianızı değerlendirmesi gereken yer kapalı bir psikiyatri servisinde yatırılması sürecini yönetecek imkanlara sahip bir merkez olmalıdır. Eğer hastanızın klinik durumu böyle bir risk içermiyor ve bu yönde bir tehlike arz etmiyorsa kendisi hakkında eksik veya yanıltıcı bilgi vermesinin sebebi ne olursa olsun yukarıda belirtilen zaruri durumda ve ilgili mevzuatta istisna tutulan haller dışında rızası alınmadan kişi hakkında bilgi verilmesi de toplanması da yasa dışıdır. Adli bir emirde buyurulmadıysa veya muayene amacı hakkında mevzuatta aksine bir şart bulunmadıkça hastanın kendisi kabul etmediyse yakınıyla hasta hakkında konuşulamaz.
-
İstanbul'da değilim ilacımı yazıp bana reçete şifresini yollar mısınız?İlgili mevzuat gereği reçete yazımı sırasında kişinin muayenede hazır bulunması gerektiğinden gıyabınızda reçete düzenlenemez, dolayısıyla reçete şifresi temin edilemez. İki durum hariç; hasta 18 yaşından küçükse veya 65 yaşından büyükse, beraberinde hasta hazır bulunmasa da hasta yakınının hastanın kimliğiyle başvurması durumunda reçete yazılabilir.
-
Ticari araç ehliyeti için psikoteknik raporuna onay yetkiniz var mı?Psikoteknik sürüş testi onaylama yetkim bulunmamaktadır.
-
Noterdeki işlemimiz için akli denge raporu yazabiliyor musunuz?Resmiyette yazamıyorum, mevzuat gereği kamu kurumları haricinde görev yapanların tek hekim şeklinde -konusu akli denge bile olsa- durum bildirir raporu düzenlemeye yetkisi yoktur. Fiiliyatta ise bazı noterler uzman doktor tarafından imzalanmış olmasını yeterli kabul ettiklerinden geçmişte özel kurumlarda görev yaparken de yazdığım oldu. Bu rapora dayanarak noterlikçe tasdiklenen işleme adli bir itiraz gelmedikçe kimse için bir sıkıntı olmaz. Aksi bir durumda ise mahkeme raporun fenne uygunluğunu sormaksızın raporu ve yapılan işlemin noterlikçe tasdikini geçersiz kılar, olan maalesef notere ve size olur. Bu sebeple bu sonuç adil olmayacağından artık fiiliyatta da yazmıyorum.
-
İstirahat raporu yazabiliyor musunuz?İşvereninize, okul idaresine veya komutanınıza göre değişir. İcap ediyorsa ben yazarım fakat onlar kabul eder mi, onlardan öğrenmeniz lazım. Öğrencileri ve askerleri ayrı tutarsak, sigortalı çalışanlar istirahat raporlarını bizzat SGK'ya başvurarak onaylattıkları takdirde hak kaybına uğramadan istirahatlerini kullanabiliyorlar. Yani SGK ile anlaşmam olmadığından web üzerinden kendim bildirimde bulunamıyorum, sizin gidip kendi bildiriminizi yapmanız gerekiyor. Sizin iyiliğiniz için olay kolay istirahat raporu yazan biri değilim, onu merak ediyorsanız. Bizim çoğu raporumuz gerçekten icap etmiyorsa kolaylık sağlamaz, misliyle zahmet olarak döner kişiye.
-
İlaç raporu yazabiliyor musunuz?Maalesef SGK ile veya özel sigortalarla herhangi bir anlaşmamız olmadığından ilaç raporu yazamıyorum. İcap ettiği durumlarda bedelini sizin karşılamanızı gerektirecek şekilde reçetesiz temin edemeyeceğiniz renkli reçeteli veya kontrole tabii beyaz reçeteli ilaçları rapora ekleyemesek de reçete edebiliyorum.
-
Hocam sizi görmem lazım, ne yapabilirim?Benim bildiğim kadarıyla beni görebilmenizin iki yolu var. Ya istihareye yatacaksınız ya randevu alacaksınız. Annem, babam, kardeşim ve sekreterim hariç herkes için böyle bu. Hatta benim için bile böyle. Ben de kafamı dinlemek istediğimde, bir karar vermem gerektiğinde, üzüleceksem veya sevineceğim varsa yatma saatini veya randevularda bir boşluk olmasını bekliyorum. Diğer bir deyişle randevu alamıyorsanız eğer rüyalarda buluşuruz.
-
Nasıl randevu alabilirim?0537 568 66 00 nolu hattımızı arayarak veya www.b-klinik.com adresinden online randevu bölümüne giderek randevu alabilirsiniz.
-
Kontrole zamanında gelemeyeceğim, nasıl yardımcı olabilirsiniz?Hem kontrole hem ilk defa muayeneye hem ikinci veya daha sonraki muayenelere gelirken randevu almalısınız. Bahsedilen kontrol, bir muayeneden sonraki 15 gün için geçerli olan ücretsiz kontrolse bu süreyi uygulamamızın hiçbir anlamı kalmaz. Bir muayeneden sonraki kaç güne kadar ücretsiz kontrol hakkınız olmalı, kaç gün sonra yeniden ödeme yapmanız gerekecek bir anlamı kalmaz. Bu konuda bir esneklik göstermem demek muayene ücretini yarıya düşürmem demektir, o zaman da aynı kurnazlığı göstermeyenlerin hakkına girmiş oluruz. Böyle bakınca bu ricayla kişi muayene ücretlerini genel olarak yarıya düşürmemi talep etmiş oluyor. Bunun da kontrolle montrolle alakası yok. İki kuruş için insanların ayıplarını veya durumlarını yüzlerine vuracak değilim. Gerçekten zorda olduğunuzu düşünüyorsam zaten siz sormadan ben yardımcı olurum, bu konuda bana güvenmeniz lazım. Onun dışında şöyle yapılabilir; ücretsiz kontrol randevusuna gelemeyeceğini randevu öncesinde veya randevu geçtiyse bile randevu alınan günden iki gün sonrasına kadar haber verenlerden, ücretsiz kontrol hakları dolduktan sonraki 15 gün içinde yeniden randevu alıp geldikleri takdirde muayene ücretinin sadece yarısı alınacaktır.
-
İlaçlarım bitmek üzere, sadece ilaç yazdırmak için muayene ücreti mi ödeyeceğim?Biliyorsunuz bizler mezun olurken hocalarımızın karşısında bir yemin ediyoruz. Hipokrat yemini. Tabii artık adı Hipokrat yemini değil ama hekimlerin mesleğe başlamadan yemin etmesi Hipokrat ile başladığı için böyle anmakta da pek bir sakınca yok. Bilmiyor olma ihtimaliniz yüksek, Hipokrat hastalardan hiç ücret almazmış. Pekala geçimini nasıl sağlıyormuş? Hekimliği öğrenmek isteyen öğrencilerinden aldığı ücretlerle geçiniyormuş. İyi, güzel, helal. Pekala ücretini ödeyip hekimliği öğrenenler memleketlerine döndüklerinde geçimlerini nasıl sağlıyormuş? Onlar da mı hastalardan ücret almayıp kendilerine ücret alacak öğrenciler buluyormuş yani? Yok, öyle değil. Hipokrat'tan sonraki bütün hekimler, kendilerine başvuran hastaya bir tedavi önerirken o hastanın ihtiyacı kadar hekimlik bilgisi de aktardığından, kendilerinin Hipokrat'a ödedikleri kadar yüksek olmasa da, hastadan cüzi bir ücret alırlarmış. Muayene ücretinin mantığı budur. Hekimliği öğrenmek için yapılan masrafı amorti etmek için sizden ücret alınır. Bizler artık hocalarımıza bir ücret ödemiyoruz çünkü ödememizi ömrümüzün önemli bir kısmıyla herkes adına yapıyoruz. Sadece ilaç yazdırmanız sizlere 3 dakika sürüyor gibi görünebilir fakat o aslında bizim öncesinde bilmem kaç yıl ödememiz sayesinde sizlere 3 dakika gibi görünüyordur. Yani 30 dakikalık bir muayeneye geldiğinizde aslında o 30 dakika için değil, bilmem kaç yıl artı 30 dakika için bir ücret ödersiniz. Sadece ilaç yazdırmaya geldiğiniz de bilmem kaç yıl artı 3 dakika için bir ücret istenecek sizden. Bilmem kaç yıldan 27 dakika düşüp bir indirim yapılabilir tabii isterseniz. Örneğin 5 liraysa 4.9998 lira falan olur adil olmak gerekiyorsa. Buna da ne siz ne ben tamah etmeyiz, biliyorum. Hakkı bu olduğu için sadece ilaç yazdırmaya geldiğinizde de muayene ücreti ödemeniz gerekiyor. Benim bazı durumlarda hakkımı helal ettiğim olur, bu bazı durumlar da oldukça sık olur ama siz gene de ilaç yazdırmak için de olsa bana başvururken hepimizin bekası adına refahımızdan önce hakkı gözeteceğimi aklınızda tutup hazırlıklı gelmelisiniz.
-
Randevularınız doluymuş, benim durumum acil, yardımcı olabilir misiniz?Acil olan hiçbir durumda randevu almanız gerekmez çünkü acil servise başvurmanız gerekir, ben zaten yardımcı olamam. Durumunuz acil mi? Acile gitmeyi gerektirmiyorsa acil değildir. Durumunuz acil değilse de zaten çok az olan istirahat zamanlarımı ve randevu alanların sürelerinin bir kısmını işgal ederek neden insanların hakkına giresiniz ki? İhtiyaç içinde olmak hakka girmeyi temize çıkarmaz, ihtiyacınız acilse ilk cümleyi tekrar okuyun. Değilse buyurun randevu alıp gelin. Sıkı takip açısından telefonla haberleştiğimiz durumlarda bir gelişmeyi haber vermek için aramalarınızda da bu önerimi gözetiniz.
-
Muayene mi, terapi mi, seans mı?Hastalarımızın kafasını karıştıran konulardan biri de bize başvurarak ne tür bir hizmet aldıklarına dairdir. Sonda söyleyeceğimizi başta vurgulayalım, ben lisanslı bir uzman hekimim, bana geldiğinizde yasalarda, tıbbi teamülde ve bilimsel metodolojide tarif edildiği şekilde muayene olmaya gelirsiniz. Hakimler de bir bozukluğu düzeltmek üzere mesai harcıyor ama hakimlerin seanslarından veya terapisilerinden bahsetmiyoruz değil mi? Nasıl ki hakimlerin duruşmaları varsa, hekimlerin de muayeneleri vardır veya hakimlerin muayenelerine duruşma, hekimlerin duruşmalarına muayene denir diyebiliriz. Bu ciddiyette bir hizmetten bahsediyoruz bana başvurduğunuzda. Yani lazer epilasyonuna gittiğiniz güzellik uzmanının, size çok iyi gelen yoga kursunuzun, sevgilinizle buluşacağınız sinemanın, vergi levhasında eğitim ve danışmanlık merkezi yazan psikoloğunuzun, bodrum katlardaki masaj salonlarının, iki haftadan önce boşluğu olmayan falcınızın, yerel ve ulusal borsaların ve hatta gayri meşru beden işçilerinin seansları vardır. Burada kafaları karıştıran terapi meselesi oluyor. Doğrudur, psikoterapi diye bir şey var. Aromaterapi diye de var, fizyoterapi diye de, kemoterapi veya radyoterapi diye de. Bazıları bir hekimin planlamasını ve onayını gerektirebilir ancak hiçbirinin uygulanması yani seansları sırasında hekimin hazır bulunması mecburi değildir. Buradaki karışıklığı en iyi fizyoterapi örneğiyle açıklığa kavuşturabiliriz. Fizyoterapi seanslarını fizyoterapistler uygular ancak bu uygulama kaç seans sürecek, ne gibi yöntemler kullanılacak planlayan hekimin uzmanlığının adı fizyotedavi veya fizikterapi değildir dikkat ederseniz, fizik tedavi ve rehabilitasyondur. Örneğin kemoterapiyi medikal onkoloğun planlayıp hemşirenin, radyoterapiyi radyasyon onkoloğunun planlayıp radyoloji teknikerinin uygulaması gibi düşünebilirsiniz şimdi psikoterapiyi de. Her terapi de ayrıca uzmanlaşmış bir tekniker gerektirmeyebilir. Psikoterapi de bir tedavinin aşaması olarak uygulanmıyorsa bu şekildedir. Bir hekimin onayını gerektirmeyebilir yani. Benzer şekilde aromaterapi gibi yöntemleri kişi kendi de öğrenip kendine veya başkasına uygulayabilir. Buna rağmen bir hekim çok obsesifse, çok zamanı var da canı sıkılıyorsa, geçim derdinden ayrıca bir ek iş olarak veya böyle bir hobisi olduğundan bizzat yürütüyor olabilir bu seansları. Bunda hiçbir sakınca yok fakat benim de böyle bir durumum yok. Gene bazı hekimler, hekimliğin prestijini kullanarak herkesin kendi kendine öğrenip uygulabileceği terapileri insanlara tıbbi bir uygulama gibi pazarlıyor olabilir. Böyle bir şeyden de dikkatle imtina edeceğimi tahmin ediyorsunuzdur.
-
Hocam pekala, tüm gün sıkıntı dinliyorsunuz, siz etkilenmiyor musunuz?Askerde ölü yıkacılar vardı, er çocuklar. Şehitleri bu çocuklar yıkar. Bunların psikiyatriye yolu düşer miydi? Elbette. Elbette fakat bu görevden kaytarmak istedikleri içindir, ölü yıkamaktan kafayı yediklerinden falan değil. Benim için de geçerli bu. Etkilenirsem, ben de görevimden kaytarmış olacağım için etkilenmem. Birbirimizi anlardık biz bu çocuklarla. Ne bunlar yüzünden benim başım ağrımış ne benim görev yaptığım süre boyunca hiçbir şehidimiz yıkanmadan gömülmüş olsun. Yani etkilensem de etkilenmem hiçbir şeyi etkilemez. Sizin sıkıntınızı açıkça anlatmanıza engel olmasın bu şüphe.
-
Neden plastik sandalye?İyi soru. Bu soruları ben düşünüp icat etmiyorum bu arada. Gerçekten sizler tarafından sıklıkla dile getirilen sorular hepsi. Bu anlamda tahminen sadece benim hastalarımı değil, sadece psikiyatriye başvuracak veya başvurmuş olan hastaları değil, özel bir kliniğe başvuracak tüm hastaları ilgilendiren sorulara bir açıklık getirdiğimizi düşünüyorum fakat bu soru bendenizin bir acayip yaklaşımıyla ilgili. Pek çok özel klinikte, özellikle de özel psikiyatri kliniklerinde hastanın rahatı öncelenirken, neden benim muayenemde plastik sandalyelerde oturuyorsunuz? İlk akla gelen daha iyisini alacak durumumun olmaması oluyor. Bazı şeyler de zamanla hocam diye teselli edildiğim oluyor yani :) Çok tatlısınız, sizleri seviyorum ve doğru, bazı şeyler de zamanla ama plastik sandalyeler o şeylerden biri değil. Mesela aydınlatmayı lineer led sisteme geçmeyi düşünüyorum zamanla. Dinlenme odasına bir üçlü koltuk almak veya grup terapisine ayırdığım büyük odaya bol sertifikalı, diğerkam ve genç bir psikolog arkadaşa tahsis etmek de planlarım arasında. Gene de benim muayenemde kanepede uzanmanıza veya berjerde kaykılmanıza izin vermeyi düşünmüyorum. Bazı şeyler zamanla, doğru. Durumunuzun anlaşılması da öyle. Bazı şeylerin zamanla olması her zaman için durup beklemek anlamına gelmiyor. Sizin durumunuz gibi bazı durumlarda kaybedecek zamanımızın olmadığı anlamına da geliyor. Bu sebeple ne siz ne ben en başta sizin iyiliğiniz için muayene sırasında çok da rahat etmemeliyiz. Durumunuzun anlaşılması için ne sizin rahatlamanız ne benim sizin rahatınızı sağlamam gerekmiyor. Uyanık, sade ve dürüst olmamız için plastik sandalye yani. Ayrıca günahımı alıyorsunuz, iskeleti demir benim sandalyelerimin :) Oturağı ve sırt kısmı plastik sadece. Muayenemin usülü de öyle. Temelini katı tutup kişiye göre esneklik gösterebilmem için bu böyle. Siz esneyip gerinemiyorsunuz belki fakat ben size bir sonraki görüşmede bu soruyu unutturacak esnekliği göstermek için oldukça yoruluyorum sizin oturduklarınızın bir benzerinde. Bulunduğumuz durum budur bir muayenede. Bir an önce o durumu terk etmek için bulunuruz orada. Bundan memnun olmak, bunda rahatına bakmak kısmen malpraktis gibi geliyor bana. Yani uzun lafı kısası, rahatımızı öncelemiyorsam iyiliğinizi öncelediğim içindir.
bottom of page